Sınavlara Hazırlanmada Ailelerin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar

11.02.2015 2732

Sınavlara Hazırlanmada Ailelerin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar ::

Sınava hazırlık aşamasında gençlerin ilgili ve anlayışlı aile beklentileri daha da artmaktadır. Sınav kaygısı yaşayan gençlerin kaygılarının sadece sınavla ilgili olduğunu düşünmek yanlış olur. Bu gençlerle ilgili yapılan araştırmalar göstermektedir ki kaygının temel sebebi gencin çevresi tarafından olumsuz olarak algılanma korkusudur. Yani bu süreç içindeki gençlerde başarısız olduğunda başta ailesine akabinde akraba, komşu, arkadaş gibi kişilere ne diyeceği, başarısız, tembel, beceriksiz, hatta kafası çalışmayan bir insan olarak değerlendirileceği düşüncesi yoğun olarak kaygı yaşamaya ve sınavla ilgili öğrenme sürecinde olumsuz etkilenmelere neden olmaktadır.

Üniversite sınavlarına hazırlık aşamasında iyi konsantrasyon ve motivasyon başarının en önemli unsurudur. Bu nedenle öğrenci kendini olumsuz etkileyecek duygu ve düşüncelerden uzaklaşmış olmak zorundadır. Bunu tek başına gerçekleştirmesini beklemek yanlış olur. Bu noktada aile, dershane ve okul öğrencinin yanında olmak zorundadır. Gencin, "başarısız olursam aileme ne derim? Tanıdıklarım benim hakkımda ne düşünür? Sonra onların yüzüne nasıl bakarım?" gibi sorulardan arındırılması gerekir.

Bazı aile ve öğretmenler bu gibi düşüncelerin gençlerde sorumluk duygusunu geliştireceğini dolayısıyla öğrencinin derslerine daha çok çalışacağını zanneder. Fakat araştırmalar göstermiştir ki bu gibi düşünceler kaygı düzeyini daha fazla arttırmaktan ve öğrenmeyi olumsuz etkilemekten, dolayısıyla da sınavlarda başarısız olmaktan başka bir işe yaramaz. Hiçbir öğrenci sınavlara başarısız olmak için girmez, dolayısıyla başarısızlıktan ziyade öğrencinin başarılı olduğu noktaları vurgulamak ve onları yüreklendirmek zorundasınız.

Sınava hazırlanan gence yardım konusunda aile bireylerinin en çok dikkat etmeleri gereken nokta ona her fırsatta değerli olduğunu hissettirmek ve sınavda başarılı olsa da, olmasa da bunun kendileri açısından değişmeyeceğini vurgulamaktır.

Kaygının yüksek olmasının olumsuz etkileri olmakla beraber, kaygısızlığında öğrenmedeki olumsuz etkileri yadsınamaz. Bu sebeple dengeleri iyi yakalamak gerekir. "Devamlı çalış, hiç çalışmıyorsun, bu gidişle sen beceremezsin" demek ne kadar yanlışsa, "sen nasıl olsa yaparsın, boş ver bu kadar üzerinde durma" gibi söz ve davranışlar da o kadar yanlıştır. Ayrıca "Bence sen en iyi bölümlere layıksın, senin kazanamaman gibi bir ihtimal düşünemiyorum." gibi sözlerde başta ona destek verir gibi görünse de sonuçta kaygı düzeyini yükselttiği için zararlı olabilir.

Sonuç olarak ailenin gence, doğru ve motive edici bir yaklaşım içinde olması gerekir. Çocuğunuzla sürekli iletişim içinde olmalı, sadece başarılı olduğunda değil her zaman yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Ona çalışabilmesi için gerekli maddi ve manevi olanakları sağlamalısınız. Onun yetenek ve kapasitelerini iyi değerlendirmeli ve beklentilerinizi bu özelliklere göre ayarlamalısınız. Dershane ve okulla devamlı işbirliği içinde olmalı, gerektiğinde yapılması gerekenler konusunda yardım almalısınız. Meslek seçimi konusunda kendi istek ve beklentilerinizde diretken olmaktan kaçınmalı, çocuğunuzun yetenek ve ilgileri konusunda ileriki yıllarda başarılı olabileceği mesleği seçmesinde destekleyici olmalısınız.

Çocuğunuzun sizden farklı bir birey olduğunu, onun da kendine has istek ve beklentilerinin olduğunu asla unutmayını